Kurtlar İmparatorluğu | Jean-Christophe Grange




Heyyooo!! Uzun bir aradan sonra yeniden karşınızdayıımm. Bir süredir sürekli geçeyim şu bilgisayarın başına da bir şeyler karalayayım diye düşünüp duruyor fakat bunu bir türlü gerçekleştiremiyordum, ta kiiii bugüne kadaar. Şeytanın bacağını gün itibariyle kırıyorum artık :)). Bu geçen zamanın pasını atmak için yaklaşık 1 sene önce çok yakın bir arkadaşım tarafından bana hediye edilen ve bu vesileyle okumuş olduğum kitapla alakalı ufacııkk, sade bir tanıtım yazısı yazmaya karar verdim. Hadi artık yazımıza geçeliim :).

Öncelikle kitabın arka kapak yazısından başlayacak olursak, gayet büyük puntolarla ve vurgulu bir şekilde yazılmış "Her şey korkuyla başladı. Ve yine korkuyla sona erecek." yazısı bizleri karşılıyor. Konusundan ise; "Seri cinayetler, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denis'deki Küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçlara alet edilmesi. Paris'i kana bulayan Türk mafyası. Grange'den yine çarpıcı, yine soluk soluğa bir roman." şeklinde bahsediyor. Evet Türkiye bahsi geçince insan daha kitabı okumaya başlamadan biraz daha heyecanlanmıyor değil gerçektende :).

"Gri tozların arasında bir miktar beyaz toz..."

Kitabı ilk elime aldığımda Grange gibi usta bir yazarın kitabını okuyacak olmak beni heyecanlandırmasının yanı sıra az önce de söylediğim gibi Türkiye'ye yer vermiş olduğunu öğrendikten sonra bir an önce okumak için sabırsızlanmıştım açıkçası. Her zamanki gibi harika bir girişle başlayan bir Grange romanı. Paris'ten Nemrut Dağı'na kadar uzanan, ve sürekli yüksek tempoda devam eden bu kitap ne yazık ki sonu itibariyle beni birazcık üzdü. Bunu da sanırım yazarın hikaye boyunca beklentiyi sürekli yüksek tutmasının sebep olduğu beklentiyi karşılayamama durumu olarak açıklasak yanılmış olmayız bence.

"İsmail Kutsi, o da kendini bir tanrı olarak görüyor, insanların yaşamasının ve ölmesinin kendi elinde olduğuna inanıyordu: Ama en önemli şeyi unutmuştu; sadece dava için bir araç, Turan'a giden yolda bir halkaydı. Tüm bunları göz ardı ederek, hem kendisine hem de Kurtlar'a ihanet etmişti. Bir zamanlar savunduğu ilkeleri hiçe saymıştı. ..."

Sona doğru gelecek olursak kitabı bitirdiğimde bir yandan kitabın vermiş olduğu heyecanı yaşarken bir yandan da ne yazık ki bir miktar üzüldüğümü ve bu ikilem arasında kaldığımı söylemek istiyorum. Çünkü bunun sebeplerinden biri olarak yukarıda bahsettiğim, kurgunun sonundaki beklentilerimi tam anlamıyla karşılayamamış olmasının yanı sıra diğer bir unsurda yazarın kitabında her ne kadar bir ülkücü olan mafya babasını ele almış gibi görünse de ülkücüleri büyük bir mafya gibi göstermiş olması bana biraz ülkücüleri yanlış ele almış olduğunu düşündürdü diyebilirim.


Fakat bu unsurları göz ardı eder ve genel olarak kitabın kurgusundan, bizlere yaşattığı heyecandan ve yüksek temposundan ele alacak olursak mükemmel bir Polisiye/Gerilim romanı okuyacağınızdan emin olabilirsiniz :).

Kitap hakkındaki düşüncülerime burada son veriyor hepinize keyifli okumalar diliyorum. Kitaplarla kalın...

Yorumlar

Popüler Yayınlar